Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.
- Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.
Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives.
- Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı caddenin karşısındaki hastanede bir hemşiredir.
Sister, don't let this patient out of your sight.
- Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
My sister is a nurse.
- Kız kardeşim hemşiredir.
The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.
- Hemşireler yatak yaralarını önlemek için düzenli olarak hastayı çevirdi.
Nurses attend sick people.
- Hemşireler, hasta insanlarla ilgilenirler.