held at a distance; excluded; exiled

listen to the pronunciation of held at a distance; excluded; exiled
İngilizce - Türkçe

held at a distance; excluded; exiled teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

foreign
yurtdışı

Onun yurtdışı seyahat deneyimi var. - He has experience of foreign travel.

foreign
ilgisi olmayan
foreign
foreign accent yabancı aksanı
foreign
döviz alım satımı
foreign
(Askeri) YABANCI, ECNEBİ
foreign
foreign ikamet ettiği memleketten başka bir memlekette doğmuş
foreign
foreign exchange döviz
foreign
foreign affairs dışışleri
foreign
foreign minister dış
foreign
yadırgı
foreign
(Ticaret) dıştaki
foreign
münasebetsizlik
foreign
yabancılık
foreign
dış

O dışişlerinde iyi deneyimlidir. - He is well versed in foreign affairs.

Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı. - The government was obliged to make changes in its foreign policy.

foreign
{s} yabancı

Yabancı dil öğrenmek zordur. - It's difficult to learn a foreign language.

Yabancılarla alay etme. - Don't make fun of foreigners.

foreign
{s} yabancı, ecnebi; dış
İngilizce - İngilizce
foreign