heimtier

listen to the pronunciation of heimtier
İngilizce - Türkçe

heimtier teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

pet
{i} ev hayvanı
pet
{i} evcil hayvan

Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler. - They wanted to give Koko a new pet.

Hiç evcil hayvanın var mı? - Do you have any pets?

pet
{i} gözde

Tom öğretmenin gözdesi. - Tom is the teacher's pet.

O, öğretmenin gözdesidir. - He is the teacher's pet.

pet
{s} evcil

İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür. - The British people in general are extremely fond of their pets.

Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim. - When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.

pet
{i} gözde: teacher's pet öğretmenin gözdesi
pet
{f} okşa

Benim kedim onu okşadığımda zevkten mırlar. - My cat purrs with pleasure when I pet it.

Tom köpeğini okşamak için elini aşağıya uzattı. - Tom reached down to pet his dog.

pet
kızgınlık
pet
in a pet kızgın
pet
en çok sevilen
pet
sevişme
pet
{s} kıymetli
pet
sevgili

Sen öğretmenin sevgilisisin. - You're the teacher's pet.

pet
sevmek
pet
{i} öfke
pet
oynaşmak
pet
(isim) ev hayvanı, evcil hayvan, sevgili, gözde, öfke, sinir
pet
(fiil) okşamak, sevmek, şımartmak, el üstünde tutmak, sevişmek
pet
{f} şımartmak
Almanca - İngilizce
companion animal
pet
animal companion
pet animal