O konuklarını yürekten ağırladı.
- She gave her guests a hearty reception.
Ona yürekten teşekkür ettim.
- I thanked him from the bottom of my heart.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
- We had a heart-to-heart talk with each other.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
- We had a heart-to-heart talk with each other.
O canı gönülden yaptı.
- He put all his heart and soul into it.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
Şimdi cesaretini kaybetme.
- Don't lose heart now.
Sana söyleyecek cesaretim yoktu.
- I didn't have the heart to tell you.
Bende kupa valesi var.
- I've got the jack of hearts.
Benim bir kupa kızım var.
- I've got a queen of hearts.
Cheesecake Factory'de canımın istediği kadar peynirli kek yemek istiyorum.
- I'd like to eat cheesecake to my heart's content at The Cheesecake Factory.
Gitmek istediğin her yere seni götüreceğim ve canının istediği her şeyi sana alacağım.
- I'll take you wherever you want to go and buy you whatever your heart desires.
Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti.
- Fear crept into my heart and settled there.
Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı.
- I've got a bad heart: coronary artery disease.
Çok üzgündü ve kendini astı.
- He was heartbroken and hanged himself.
Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.
- Many letters of encouragement refreshed my sad heart.
I heart you (I love you).
Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!
- Open your heart; write beautiful love sentences!
Ama aşk kalbinizi kırabilir.
- But love can break your heart.
At last she spoke in a low voice, hesitating slightly, nevertheless going with incisive directness into the very heart of the problem.
The further we delve into this story, the more convinced we become of one thing: We heart the Goss.
We provided a lot of brains and a lot of heart to the response when it was needed, says Sandra Sanchez, director of AFSC's Immigrants' Voice Program in Des Moines.
Aw. Thank you. The Cherub kissed the air between them and sent a small cluster of tiny red hearts at her.
... heart of this ecosystem. ...
... The reason is at the heart of this journey is the impact we ...