Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
- Nobody but John has heard of it.
Herkes tarafından duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştum.
- I spoke in a voice loud enough to be heard by everyone.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
O kötü işitmekten özürlü.
- She is handicapped by poor hearing.
Teorilerinden bir tane daha işitmekle ilgilenmiyorum.
- I'm not interested in hearing any more of your theories.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
- I'm glad to hear that she is unmarried.
Tom'un Fransızca öğrenmek istediğini duydum.
- I heard that Tom wanted to learn French.
Herkes kelimeleri ezbere öğrenmek zorunda.
- Everyone has to learn the words by heart.
Tom çok sessizce konuştu ama duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştu.
- Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
- Would you like to hear the new song I'm working on?
Haberi dinlemek için güçlükle bekleyebildim.
- I could hardly wait to hear the news.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku.
- Please read it aloud so that everyone can hear.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I look forward to hearing from you soon.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.
Adam, soon as he heard / The fatal Trespass don by Eve, amaz'd, / Astonied stood and Blank .
Your case will be heard at the end of the month.
I heard a sound from outside the window.
Eventually the king chose to hear her entreaties.
Agayne there was dissencion amonge the iewes for these sayinges, and many of them sayd: He hath the devyll, and is madde: why heare ye hym?.
I was deaf, and now I can hear.
1. Alan: You ought to take a vacation tomorrow. You really look tired. Fred: I am not tired and I don't need a vacation. Jane: But you do seem awfully short-tempered. Fred: Well, well, another country heard from!
2. Brother: Let's go to the movies. Father: I'm too busy to drive you to the movies. Sister: I want to go to the movies, too. Let's go to the movies! Father: Oh, splendid. Another country heard from.
... eyes, I turned on the power, and I heard this huge crackling sound as 6 kilowatts of power ...
... unsurprisingly, we have heard that claim from a lot of the financial institutions themselves. ...