hazırlanmamış

listen to the pronunciation of hazırlanmamış
Türkçe - İngilizce
unprepared
spur of the moment
unmade
hazırla
prepare

He prepared his speech very carefully. - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

The cook prepares different dishes every day. - Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

hazırla
{f} priming
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams. - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.

He is busy preparing for the examination. - O, sınava hazırlanmakla meşgul.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

He prepared his speech very carefully. - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

Tom was well prepared for the exam. - Tom sınav için iyi hazırlandı.

önceden hazırlanmamış
unstudied
hazırlanmamış