Tom wondered how many hours it took Mary to get ready for the party.
- Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
Get ready for the trip at once.
- Yolculuk için derhal hazırlan.
You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
I have to prepare for the test in English.
- İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
- Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
She is busy preparing for an examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
Tom prepared dinner by himself.
- Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.