hazırlan

listen to the pronunciation of hazırlan
Türkçe - İngilizce
get ready

Tom has to get ready for work. - Tom iş için hazırlanmak zorunda.

You'd be amazed how long it takes Tom to get ready in the morning. - Abraham'ın sabahları hazırlanmasının ne kadar zaman aldığına şaşırırdın.

got ready
hazırla
prepare

He prepared his speech very carefully. - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

hazırla
{f} priming
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

He is busy preparing for the examination. - O, sınava hazırlanmakla meşgul.

She is busy preparing for an examination. - O, sınava hazırlanmakla meşgul.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake. - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

Tom prepared dinner by himself. - Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.

hazırlan