We'd better make preparations.
- Biz daha iyi hazırlık yapmak istiyoruz.
I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.
- Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.
The traditional remedy is a bitter preparation made from steamed herbs.
We have to prepare for that.
- Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
I need a little more time to prepare.
- Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.