Bayan Sato benim sınıfın sorumlusudur.
- Miss Sato is in charge of my class.
O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
- He was in charge of preparing a magazine for publication.
Tom hâlâ resmî olarak görevde.
- Tom is still officially in charge.
Bu görevden ben sorumluyum.
- I'm in charge of this mission.
He left his daughter in charge of watching her younger sisters.