having the particular quality or character specified

listen to the pronunciation of having the particular quality or character specified
İngilizce - Türkçe

having the particular quality or character specified teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

such
çok

Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar. - Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.

Bana böyle hoş bir hediye gönderdiğin için çok teşekkür ederim. - Thank you very much for sending me such a nice present.

such
bu gibi

Ben lise mezunuyum yani ben lise problemlerini ve bu gibi şeyleri cevaplayabilirim. - I'm a high school graduate so I am that much able to answer high school problems and such.

Bu gibi olaylar oldukça yaygındır. - Such incidents are quite common.

such
as such böyle olmak sıfatıyla
such
{z} 1. öyle/şöyle/böyle bir kişi/şey; öyle/şöyle/böyle kişiler/şeyler: It's his philosophy, if it may be called such. Onun felsefesidir, eğer
such
(sıfat) öyle, böyle, bu gibi, bu tür, o kadar, çok
such
oldukça

Bu gibi olaylar oldukça yaygındır. - Such incidents are quite common.

O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun. - It's not such a big problem. You're worrying way too much.

such
(zarf) çok, öylesine, böylesine, oldukça
such
o gibi
such
böylesine

Böylesine büyük bir köpeği asla görmedim. - I've never seen such a big dog.

Böylesine kitapları okumanın faydası nedir. - What is the good of reading such books?

such
meselâ

Pek çok meyve ihraç ederler, mesela portakal, greyfurt ve limon. - They export a lot of fruit, such as oranges, grapefruits and lemons.

having the quality
nitelikli
such
ne kadar da

Ne kadar da güzel kirpiklerin var. - You have such beautiful lashes.

Ne kadar da güzel bir adın var. - You have such a beautiful name.

such
şu kadar
such
ne kadar

Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın! - How careless you are to forget such an important thing!

Böylesine bir mükemmelliğe ulaşmak için ne kadar süre eğitim gördün? - How long did you train in order to achieve such perfection?

such
öylesine çok
such
öylesi

Hikayeye inanacak kadar öylesine aptal değildir. - He is not such a fool as to believe that story.

Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır. - As far as my experience goes, such a plan is impossible.

such
bu
such
öyleleri
such
o kadar çok

Soğuk o kadar çoktu ki kuşlar aniden düştü. - The frost was such that the birds fell on the fly.

Yoğun trafiğin gürültüsü o kadar çoktu ki polis kendini duyuramadı. - The noisy of heavy traffic was such that the policeman could not make himself heard.

İngilizce - İngilizce
such
having the particular quality or character specified

    Heceleme

    ha·ving the par·ti·cu·lar qua·li·ty or char·ac·ter spe·ci·fied

    Türkçe nasıl söylenir

    hävîng dhi pırtîkyılır kwälıti ır kerîktır spesıfayd

    Telaffuz

    /ˈhavəɴɢ ᴛʜē pərˈtəkyələr ˈkwälətē ər ˈkerəktər ˈspesəˌfīd/ /ˈhævɪŋ ðiː pɜrˈtɪkjəlɜr ˈkwɑːlətiː ɜr ˈkɛrɪktɜr ˈspɛsəˌfaɪd/