O, bozuk bir kamera buldu. - He found a broken camera.
O, bozuk bir kamera buldu.
He found a broken camera.
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor. - My clock seems to be broken.
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.
My clock seems to be broken.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir. - Better a broken promise than none at all.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir.
Better a broken promise than none at all.
My arm is broken.