Tom hastaneye büyük bir bağış yaptı.
- Tom made a big donation to the hospital.
O, kendisinin hasta olduğuna inandırdı.
- She made believe that she was sick.
Hayır, sana kızgın değilim, sadece hayal kırıklığına uğradım.
- No, I'm not mad at you, I'm just disappointed.
Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı.
- His castle was made of broken glass.
Tom bir deli gibi çalıştı.
- Tom worked like a madman.
O ya sarhoş ya da deli.
- He is either drunk or mad.
Eşiniz size çok kızgın.
- Your wife is mad at you.
Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın.
- You should avoid Tom today if at all possible. He's very mad at you.
Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
- Tom is mad at me and I can't say I blame him.
Hiçkimseye sinirli değilim.
- I'm not mad at anybody.
Tom çılgın gibi görünüyor.
- It looks like Tom is mad.
Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı.
- Tom was madly in love with Mary.
O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı.
- He was so sad that he almost went mad.