O, kediyi korkutup kaçırdı.
- She scared the cat away.
Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- The animals were scared by the thunder.
O kadar korkmuştu ki konuşamadı.
- She was so scared that she couldn't speak.
Yolu geçmeye korkmuştu.
- She was scared to cross the road.