having emerged from

listen to the pronunciation of having emerged from
İngilizce - Türkçe

having emerged from teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

out of
dışında

Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var. - He has unsightly hairs growing out of his ears.

Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık. - We have left nothing out of our book.

out of
haricinde
out of
den dolayı
out of
siz

Siz arkadaşlara odamın dışında kalmanızı kaç kez söyledim. - How many times have I told you guys to stay out of my room?

Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır. - Your ideas are all out of date.

out of
den

Tom senin dengin değil. - Tom is out of your league.

Tom benim dengim değil. - Tom is out of my league.

out of
den dışarı
out of
yoksun

Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı. - Tom did it out of a sense of justice.

out of
dolayı

Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım. - I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.

Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır. - His wife has started to work out of necessity.

out of
hakkında

Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok. - I've been out of touch with things for several months now.

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım. - Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.

out of
1. -den (Yeri değişen birinin/bir nesnenin çıkış yerini bildirir.): Take your hands out of your pockets! Ellerini ceplerinden çıkar! 2
out of
-dan
out of
dışına

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor. - Inflation is getting out of control.

out of
-den dolayı
out of
-den yapılmış
out of
-den uzak
out of
arasından

Tavan arasından dışarı çıkma. - Don't come out of the attic.

out of
-den çıkma
out of
-sız
İngilizce - İngilizce
out of

The cat is out of the bag.

having emerged from

    Heceleme

    ha·ving e·merged from

    Türkçe nasıl söylenir

    hävîng îmırcd fırm

    Telaffuz

    /ˈhavəɴɢ əˈmərʤd fərm/ /ˈhævɪŋ ɪˈmɜrʤd fɜrm/