Tom azimli bir adamdır.
- Tom is a determined man.
Tom azimli ve çalışkan.
- Tom is determined and hard-working.
Tom Mary'i öpmeye kararlıydı.
- Tom was determined to kiss Mary.
Tom Mary'i öldürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to kill Mary.
Seyahat için tarihi belirlediler.
- They determined the date for the trip.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.