having a wick

listen to the pronunciation of having a wick
İngilizce - Türkçe
fitilli
wicked
kötü

Cinayet kötü bir suçtur. - Murder is a wicked crime.

Kötü Haman Pers krallığındaki Yahudilerin hepsini silip yok etmeye çalıştı. - The wicked Haman tried to wipe out all of the Jews in the kingdom of Persia.

wicked
{s} harika
wicked
{s} fena
wicked
kötülük peşinde olan
wicked
kötü ruhlu
wicked
ruhunda kötülük besleyen
wicked
muzip
wicked
yaman
wicked
şuluk
wicked
yaramaz

Pinokyo, seni yaramaz çocuk! - Pinocchio, you wicked boy!

wicked
(sıfat) ahlaksız, kötü huylu, kötü, fena, kötücül, günahkâr, hınzır, muzip, yaramaz, hain, aşağılık, harika
wicked
{s} aşağılık

Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı. - Cinderella had two wicked stepsisters.

wicked
adi
wicked
hayırsız
wicked
wickednessgünahkârlık
wicked
wickedlygünahkarca
wicked
bayağı
wicked
{s} kötü huylu
wicked
"the" ile kötü kişiler
İngilizce - İngilizce
wicked
having a wick

    Heceleme

    ha·ving a wick

    Türkçe nasıl söylenir

    hävîng ı wîk

    Telaffuz

    /ˈhavəɴɢ ə ˈwək/ /ˈhævɪŋ ə ˈwɪk/