Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı.
- Recently, there's been a lot of talk about distance education.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
- I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.
Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
- I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.
Ben geniş cepli bir ceket giyiyorum.
- I'm wearing a jacket with capacious pockets.
He wants to make gobs of money selling cassettes.