Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Oturma odamda geniş pencereler var.
- My living room has wide windows.
Bu dergi yaygın olarak dolaşır.
- This magazine circulates widely.
Onun adı yaygın olarak biliniyordu.
- His name was becoming widely known.
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
- The front door was wide open.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.
- For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.
Saat sabahın üçü fakat ben tamamen uyanığım ve çabalasamda uyuyamadım.
- It's already 3 a.m., but I'm wide awake and couldn't fall asleep if I tried.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.