having a bad reputation; of bad report; notoriously vile; detestable

listen to the pronunciation of having a bad reputation; of bad report; notoriously vile; detestable
İngilizce - Türkçe

having a bad reputation; of bad report; notoriously vile; detestable teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

infamous
{s} kötü şöhretli

Tom, hapiste iken, kötü şöhretli bir araba hırsızı olan John'la arkadaş oldu. - While in jail, Tom befriended John, an infamous car thief.

2011 yılının en kötü şöhretli ifadesi Kebap cinayetleridir. - The most infamous expression for the year 2011 is Kebab murders.

infamous
{s} adı kötüye çıkmış, (kötü bir şeyden dolayı) meşhur
infamous
alçak
infamous
(Kanun) haysiyetsiz
infamous
iğrenç
infamous
ayıp
infamous
rezil

2011 yılının en rezil ifadesi kebap cinayetleri'dir. - Year 2011's most infamous expression is Kebab murders.

infamous
{s} kepaze
infamous
rezilcesine
infamous
infamously rezaletle
infamous
infamousness rezillik
infamous
kötü ün yapmış/rezil
infamous
{s} utanç verici
infamous
{s} ayıp, çok çirkin
infamous
{s} berbat
infamous
{s} yüz kızartıcı
infamous
{s} adı çıkmış
infamous
(sıfat) adı çıkmış, kötü şöhretli, rezil, kepaze, berbat, utanç verici, yüz kızartıcı, yüz kızartıcı suç işlemiş
İngilizce - İngilizce
infamous

He was an infamous perjurer.

having a bad reputation; of bad report; notoriously vile; detestable

    Heceleme

    ha·ving a bad reputation; of bad report; no·to·ri·ous·ly vile; de·test·a·ble

    Telaffuz