haver

İngilizce - Türkçe

haver teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

boş konuşmak

{i} boş lâf

(isim) boş lâf

saçmala

Türkçe - Türkçe

haver teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

(Hukuk) Doğu, güneşin doğduğu taraf

(Osmanlı Dönemi) f. Doğu, şark

İngilizce - İngilizce

haver teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

The cereal oats

To maunder; to talk foolishly; to chatter; talking nonsense; to babble

She havers on about her faither and mirra and the wee wean, her child, and hoo i wiz glaiket but bonny forby..

To hem and haw

This didn't seem at all unlikely, but when I none the less havered, he insisted that his 'Egyptian fortune-teller' had confirmed it.

One who has, possesses etc

{n} one who possesses or holds, oats

To maunder; to talk foolishly; to chatter; talking nonsense; foolish; babble

The oat; oats

a possessor, a holder

A possessor; a holder

oats

{i} nonsense (Scotland and northern England)

To maunder; to talk foolishly; to chatter

to hesitate

Türkçe - İngilizce

haver teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

slang partner

Heceleme

ha·ver

Türkçe nasıl söylenir

hevır

Eş anlamlılar

holder

Telaffuz

/ˈhevər/ /ˈhɛvɜr/

Etimoloji

[ 'hA-v&r ] (intransitive verb.) 1866. Unknown.

Zamanlar

havering, havered