Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.
Telleri ayırmak zorunda kalacağız.
- We'll have to separate the wires.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
- This is important enough for separate treatment.
Dil kültürden ayrılmaz.
- You can't separate language from culture.
Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu.
- He didn't like being separated from his family.
Dili kültürden ayıramazsınız.
- You can't separate language from culture.
Guangdong'u Guangxi'den ne ayırıyor?
- What separates Guangdong from Guangxi?
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- It is not always easy to separate right from wrong.