have recourse to

listen to the pronunciation of have recourse to
İngilizce - Türkçe
sığınmak
başvurmak
yardım dilemek
müracaat etmek
-e başvurmak
(Konuşma Dili) çare ummak
have to
zorunda olmak

Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek zorunda olmak istemiyorum. - I don't want to have to listen to Tom sing that song again.

Sizin için endişelenmek zorunda olmak istemiyorum. - I don't want to have to worry about you.

have to
-meli
have to
-malı
have to
mecburiyetinde kalmak
have to
gerekmek

Karşılıklı adımlar atmak gerekmektedir. - Mutual steps have to be taken.

have to
-mek zorunda olmak
have to
mecbur olmak
have to
zorunda kalmak

Seni tekrar uyarmak zorunda kalmak istemiyorum. - I don't want to have to warn you again.

Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak. - I don't want to have to hurt you, but if you get in my way, I'll have no choice.

have to
-meli, -malı: I have to go. Gitmeliyim. had better -se iyi olur: I had better go. Gitsem iyi olur
İngilizce - İngilizce
able to turn to for help, able to appeal to
have to
Must (logical conclusion)

It has to be an electrical fault.

have to
Must; need to; to be required to. Indicates obligation

You have to wear a seat belt.

have recourse to

    Heceleme

    have re·course to

    Türkçe nasıl söylenir

    häv rikôrs tı

    Telaffuz

    /ˈhav ˈrēkôrs tə/ /ˈhæv ˈriːkɔːrs tə/

    Etimoloji

    [ 'hav, (h)&v, v; in "hav ] (verb.) before 12th century. Middle English, from Old English habban; akin to Old High German habEn to have, and perhaps to hevan to lift; more at HEAVE.