hatta

listen to the pronunciation of hatta
Türkçe - İngilizce
in fact
even; in fact, as a matter of fact; as well, also, besides, moreover
as well
at
at that
on the line
even

About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal. - Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.

We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded. - Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.

even; moreover, besides, in addition, furthermore
insomuch that
in tune
insomuch as
yet

We haven't even discussed that yet. - Hatta biz onu henüz tartışmadık.

yet more
ever if
as a matter of fact
nay
online
even to

Don't even touch them. - Hatta onlara dokunmayın.

Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas. - Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.

for that matter
hatta bağlı
(Askeri,Bilgisayar) on-line
hatta girme
(Askeri) wiretapping
hatta kalmak
hold the line
hatta kalmak
hold on
hatta kalın
please hold
hatta vermek
send
hatta vurgunu
(Bilgisayar) line hit
hatta-bağlı
(Bilgisayar) on-line
hatta açılma
(Bilgisayar,Teknik) hit on the line
hatta değiştirilebilen cihaz
line replaceable unit
hatta hiç
never even
hatta kalmak (telefon)
stay on hold
hatta o kadar ki
so much so that
hatta olmak
be on the phone
hatta veri azaltımı
on-line data reduction
hatta-bağlı merkezi dosya
on-line central file
hattâ daha iyisi
even better
aracın aynı hatta gidip gelmesi
shuttle service
aynı hatta gidip gelen otobüs
shuttle bus
aynı hatta gidip gelen tren
shuttle train
lütfen hatta kalınız
(Telekom) please stay on the line
o şu anda başka hatta görüşüyor
He's on another line now
İngilizce - İngilizce

hatta teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Mohammad Hatta
born Aug. 12, 1902, Bukittinggi, Dutch East Indies died March 14, 1980, Jakarta, Indon. Indonesian independence leader and prime minister (1948-50). While at school in The Netherlands (1922-32), he became president of a group of Indonesian nationalist students studying overseas. He was imprisoned in a concentration camp in West New Guinea for his activities and then exiled to the island of Bandanaira. He collaborated with the Japanese during World War II. He became prime minister in 1948 and gained support from Western countries that year by suppressing a communist revolt. Hatta helped guide Indonesia to complete independence in 1949. He became vice president under Sukarno in 1950, but resigned in 1956. After Sukarno's downfall, he served as an adviser to Suharto
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Harf-i atıftır, gaye bildirir. Ve (fazla olarak, kadar, bile, dahi, hem de...) mânalarına gelir
Bile, hem de, üstelik, ayrıca: "Dördü de buna inanmak istiyor, hatta için için inanıyorlardı."- T. Buğra
Bile, hem de, üstelik, ayrıca
(Osmanlı Dönemi) BELKİ
hatta