hatırlar

listen to the pronunciation of hatırlar
Türkçe - İngilizce
mindful
{a} regardful, observant, attentive
If you are mindful of something, you think about it and consider it when taking action. We must be mindful of the consequences of selfishness = aware. mindful of sth remembering a particular rule or fact and thinking about it when you are making decisions about what to do = conscious of
Bearing in mind; regardful; attentive; heedful; observant
bearing in mind; attentive to; "ever mindful of her health"; "mindful of his responsibilities"; "mindful of these criticisms, I shall attempt to justify my action"
{s} taking heed, being cautious; aware, conscious; attentive, careful
hatır
sake

He quit smoking for the sake of his health. - Sağlığının hatırına sigara içmeyi bıraktı.

They worked hard for the sake of their children. - Çocuklarının hatırına çok çalıştılar.

hatır
(Kanun) accommodation
hatır
consideration
hatır
memory

Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life. - En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.

I have a clear memory of my childhood. - Çocukluğumu net hatırlıyorum.

hatırla
bear in mind
hatırla
{f} remembered

I remembered everybody. - Ben herkesi hatırladım.

Tom remembered how beautiful Mary had been when he first met her. - Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.

hatırla
occur to
hatırla
{f} recall

I can't recall her name at the moment. - Şu anda ismini hatırlayamıyorum.

Ken couldn't recall that man's name. - Ken o adamın adını hatırlayamadı.

hatırla
{f} remembering

Tom admitted that he always has trouble remembering names. - Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.

Tom had trouble remembering what Mary looked like. - Tom Mary'nin nasıl biri olduğunu hatırlamada güçlük çekiyordu.

hatırla
remember

I can't remember her name. - Onun adını hatırlayamıyorum.

I can remember the warmth of her hands. - Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.

hatır
{i} mind

My appointment at the hospital completely slipped my mind. Why didn't you remind me? - Hastanedeki randevumu unuttum. Neden bana hatırlatmadın?

I remember the man's face but I can't call his name to mind. - Adamın yüzünü hatırlıyorum fakat adını hatırlayamıyorum.

hatır
influence, consideration, weight, the consideration that one person expects from another
hatır
one's feelings, one's sensitivities
hatır
respect
hatır
memory, mind
hatır
memory, mind; sake; one's feelings; influence, consideration, weight
hatırla
recollect

Tom has no recollection of how he got his black eye. - Tom, gözünü kimin morarttığını hatırlamıyor.

I have no recollection of seeing the man. - Adamı gördüğümü hatırlamıyorum.

Türkçe - Türkçe

hatırlar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

HATIR
(Osmanlı Dönemi) Zihin. Fikir. Gönül. Kalb. Hal. Tedbir. Vesvese
Hâtır
(Osmanlı Dönemi) TENEVVUK
hatır
Birine karşı duyulan saygı, sevgi
hatır
Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl
hatır
Hakkari'de çay içildikten sonra 'yeter' anlamına gelen bardağın devrilmesinden sonra içilen son çaya verilen ad
hatır
Gönül, kalp
hatır
Durum, keyif, hâl
hatırlar