I'm beginning to recall.
- Hatırlamaya başlıyorum.
Try to recall what happened.
- Ne olduğunu hatırlamaya çalış.
Tom only had a dim recollection of what Mary looked like.
- Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.
The event is worthy of remembrance.
- Olay hatırlamaya değer.
It is important to remember who your friends are.
- Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.
You don't have to be very old to remember that event.
- O olayı hatırlaman için çok yaşlı olmana gerek yok.
Tom only had a dim recollection of what Mary looked like.
- Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.
It's easy to remember.
- Bunu hatırlamak kolay.
I have to remember to buy some milk.
- Biraz süt almayı hatırlamak zorundayım.
I remembered everybody.
- Ben herkesi hatırladım.
Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.
- Tom Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.
Ken couldn't recall that man's name.
- Ken o adamın adını hatırlayamadı.
I can't recall her name at the moment.
- Şu anda ismini hatırlayamıyorum.
Tom admitted that he always has trouble remembering names.
- Tom isimleri hatırlamada her zaman sorun yaşadığını itiraf etti.
He's not good at remembering names.
- O, isimleri hatırlamada iyi değildir.
I can remember the warmth of her hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
I can't remember her name.
- Onun adını hatırlayamıyorum.
Tom only had a dim recollection of what Mary looked like.
- Mary'nin neye benzediği hakkında Tom'un sadece loş bir hatırlaması vardı.
Tom has no recollection of how he got his black eye.
- Tom, gözünü kimin morarttığını hatırlamıyor.