hassasiyetle

listen to the pronunciation of hassasiyetle
Türkçe - İngilizce
sensitively
{a} in a sensitive manner
in a sensitive manner; responsively; perceptively
in a sensitive manner; "she questioned the rape victim very sensitively about the attack
in a sensitive manner; "she questioned the rape victim very sensitively about the attack"
hassasiyet
sensibility
hassasiyet
precision

Precision in measurement is necessary. - Ölçümde hassasiyet gereklidir.

This cartographer is famous for the precision in his maps. - Bu haritacı haritalarda hassasiyeti ile ünlüdür.

hassasiyet
delicacy
hassasiyet
sensitivity to
hassasiyet
(Askeri) receptivity
hassasiyet
apprehensiveness
hassasiyet
tenderness

Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness. - Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.

hassasiyet
vulnerability
hassasiyet
nicety
hassasiyet
emotionality
hassasiyet
sensitive
hassasiyet
sense impression
hassasiyet
feeling
hassasiyet
passibility
hassasiyet
sensitiveness
hassasiyet
sentiment
hassasiyet
susceptibility
hassasiyet
desensitizer
hassasiyet
accuracy

The recoil reduces the weapon's accuracy. - Geri tepme, silahın hassasiyetini azaltır.

hassasiyet
touchiness, oversensitivity
hassasiyet
sensitiveness, sensitivity
hassasiyet
sensitiveness, sensitivity; touchiness, susceptibility
hassasiyet
sensitivity

I appreciate your sensitivity. - Ben senin hassasiyetini takdir ediyorum.

hassasiyet
touchiness
hassasiyet
squeamishness
Türkçe - Türkçe

hassasiyetle teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

HASSASİYET
(Osmanlı Dönemi) Hassaslık. Duygulu olmak. İhtimamlılık. Dikkatlilik
hassasiyet
Hassaslık, duygunluk, duyarlık: "Senelerden beri çektiğim korku bende umulmaz bir hassasiyet uyandırmıştı."- R. N. Güntekin
hassasiyet
Hassaslık, duygunluk, duyarlık
hassâsiyet
(Osmanlı Dönemi) duyarlılık, hassaslık
hassasiyetle