Both men drew maps and pictures of what they saw.
- Adamlar ne gördükleri hakkında hem haritalar hem de resimler çizdiler.
You can't get lost in big cities; there are maps everywhere!
- Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
Will you show me on this map, please?
- Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
Although I trusted the map, it was mistaken.
- Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.