Tom has done a superb job.
- Tom harikulade bir iş yaptı.
This is literally and figuratively out of this world.
- Bu abartmasız ve mecazi olarak harikulade.
I had a marvelous time last night.
- Dün gece harikulade bir vakit geçirdim.
He gave me the most wonderful present.
- O bana en harikulade hediyeyi verdi.