You've done a marvelous thing.
- Harika bir şey yaptın.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world.
- Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
I know Andrina doesn't take things seriously, but she is a wonderful friend.
- Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.
Tom is a fantastic singer.
- Tom harika bir şarkıcı.
Everyone crowded around the fantastic dancer.
- Herkes harika dansçının etrafına toplandı.
This caterpillar will become a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebek olacak.
This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
How wonderful were the good old days.
- Eski güzel günler ne kadar harikaydı.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
I thought it looked cool.
- Onun harika göründüğünü düşündüm.
The food was great in Italy.
- İtalya'da yemekler harikaydı.
I've got some great ideas but I need money.
- Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
What a gorgeous coat you're wearing!
- Ne harika bir ceket giyiyorsun!
Isn't her ring gorgeous?
- Yüzüğü harika değil mi?
We spent a fabulous day in the woods.
- Ormanda harika bir gün geçirdik.
Tom did a fabulous job.
- Tom harika bir iş yaptı.
You did an incredible job.
- Harika bir iş yaptın.
You've done a superb job.
- Harika bir iş yaptın.
Tom did a splendid job.
- Tom harika bir iş yaptı.
In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings!
- Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
Tom is a child prodigy.
- Tom harika bir çocuk.
For children, this world is full of wonders and miracles.
- Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
I really do feel phenomenal now.
- Şu an gerçekten harika hissediyorum.
It's marvellous to listen to a learned person.
- Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
I don't know what it was, but it was marvellous!
- Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!