Fadil decided he had to act.
- Fadıl harekete geçmek zorunda olduğuna karar verdi.
Layla had to act to save her life.
- Leyla hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorunda kaldı.
Recent events have prompted us to take action.
- Son olaylar bizim harekete geçmemizi teşvik etti.