They moved up and down the keys.
- Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
Let's get this moved.
- Bunu hareket ettirelim.
Would you mind my moving your car?
- Arabanızı hareket ettirmemin bir sakıncası var mı?
The fish swims by moving its tail.
- Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.
You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.
- Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
George felt the train begin to move.
- George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
You should have acted on her advice.
- Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.