hardworking

listen to the pronunciation of hardworking
İngilizce - Türkçe
{s} çalışkan

Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir. - The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor. - The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.

çok çalışkan

Tom çok çalışkan değil. - Tom isn't very hardworking.

Tom çok çalışkan bir öğrencidir. - Tom is a very hardworking student.

{s} gayretli
{s} hamarat
{s} çok çalışan
{s} ateş gibi
hardwork
sıkı çalışma
hardworking