Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
- The old woman climbed the stairs with difficulty.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
- I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Derdimi Fransızca anlatmada sorun yaşadım.
- I had difficulty in making myself understood in French.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.