Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Ağır iş için teşekkürler.
- Thanks for the hard work.
Tom çok çalışkan bir öğrencidir.
- Tom is a very hardworking student.
Tom çok çalışkan değil.
- Tom isn't very hardworking.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
- Jim attributes his success to hard work.
Tom Mary'nin sıkı çalışmasını takdir etti.
- Tom appreciated Mary's hard work.
Mary çok çalışkan bir kadın.
- Mary is a very hard-working woman.
Çinliler çok çalışkan bir halktır.
- The Chinese are a hard-working people.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Tom'un karısı çalışkandır.
- Tom's wife is hard-working.
... in access to higher education and the help every hard working kid go to ...
... I'm very, very disciplined and hard-working. ...