happy; pleased; gladdening

listen to the pronunciation of happy; pleased; gladdening
İngilizce - Türkçe

happy; pleased; gladdening teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

glad
memnun

Seninle tanıştığıma memnun oldum. - I'm so glad I met you.

Bize yardımcı olacaksan, çok memnun oluruz. - If you will help us, we will be very glad.

glad
{s} hoşnut

Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi. - I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to.

Ben senin hoşnut olmandan memnunum. - I'm glad you're pleased.

glad
{s} mutlu, memnun: He was glad to see us. Bizi gördüğüne sevindi. I'll be glad to do it. Onu memnuniyetle yaparım
glad
hoş geldiniz deme
glad
{s} sevinçli

O bize yardım etmek için sadece çok sevinçliydi. - She was only too glad to help us.

glad
gözle işaret etme
glad
gladnessmemnunlu
glad
glad rags argo bayramlık en süslü elbise
glad
gIadlymemnuniyetle
glad
glad hand argo el sıkma
glad
mutluluk verici
glad
mutlu

Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum. - I'm glad to hear that she is unmarried.

Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmadığı için mutluydu. - Tom was glad he didn't have to live in Boston for more than a year.

glad
glad eye argo göz etme
glad
memnun edici
glad
i., k.dili., bak. gladiolus
İngilizce - İngilizce
{s} glad