Tom daha mutlu olamazdı.
- Tom couldn't be happier.
O ondan çok daha mutludur.
- She's much happier than him.
Ne kadar boş vakit bulursa o kadar mutlu olur.
- The more leisure he has, the happier he is.
Mary gittiği için, Tom daha mutlu.
- Tom is happier now that Mary has left.
Tom'un sevinçli olduğunu biliyorum.
- I know that Tom is happy.
O bir kral kadar sevinçli.
- He's as happy as a king.
Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.
- As long as you are with him, you can't be happy.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Yeni yılınız kutlu olsun, Louise!
- Happy New Year, Louise!
Sevgililer Günün kutlu olsun!
- Happy Valentine's Day.
Tom mutlu ve heyecanlı görünüyor.
- Tom seems to be happy and excited.
Tom mutlu ve heyecanlı görünüyor.
- Tom seems happy and excited.
İyi ki doğdun, Muiriel!
- Happy birthday, Muiriel!
Onu mutlu eden başka biri olsa da, o mutlu olduğu sürece, bu iyi.
- Even if it was somebody else who made her happy, as long as she is happy, that's fine.
Mutlu olmak için, sevdiğin biriyle vakit harcamalısın.
- To be happy, you should spend time with someone you love.
O, mutlu olmaktan uzaktır.
- He is far from being happy.
Sonuçtan memnun musunuz?
- Are you happy with the result?
Tom durumdan memnun değildi.
- Tom wasn't happy about the situation.
Bu mesut olmadığım manasına gelmez.
- That doesn't mean I'm not happy.
Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.
- I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world.
Are you happy to pay me back by the end of the week?.
Chymists have been more happy in finding experiments than the causes of them.
... world, and we couldn't be happier to have her here. So join me in welcoming Taylor Swift. ...