Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
- Poor sight is a handicap to an athlete.
Tom zihinsel engelli yetişkinlerle çalışır.
- Tom works with mentally handicapped adults.
O kötü işitmekten özürlü.
- She is handicapped by poor hearing.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Emi özürlü bir adama yerini verdi.
- Emi gave her seat to a handicapped man.
Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
- Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
Engelli otopark yeri mevcuttur.
- Handicapped parking is available.
Tom zihinsel engelli yetişkinlerle çalışır.
- Tom works with mentally handicapped adults.
Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
- Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Grandpa Andy would buy the racing form the day ahead of time so he could handicap the race before he even arrived at the track.
The candidate was heavily handicapped.
A handicap in chess often involves removal of the queen's rook.