O günahının farkında değil.
- She is unconscious of her sin.
Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
- Acquired by sin - there's no profit within.
Günah işledik, Tanrım, bizi affet.
- We have sinned, Lord, forgive us.
Beni affedin, zira ben günah işledim.
- Forgive me, for I have sinned.
Hem yaşlılar hem de gençler günah suçlusudur.
- Both the old and young are guilty of sinning.
Yüzüne bakılmayacak kadar suçlusun.
- You're guilty as sin.
Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
- Forgive me Father for I have sinned.
Günah işledik, Tanrım, bizi affet.
- We have sinned, Lord, forgive us.
Creon's main and foremost hamartia was his excessive pride.