Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
- Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.
Yaklaşık bir saat önce Tom aradı.
- Tom called about half an hour ago.
Bir buçuk asırlık bir karmaşadan sonra kraliyet otoritesi yeniden kuruldu.
- Only after a century and a half of confusion was the royal authority restored.
Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.
- Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.
İşini yarıda bırakma.
- Don't leave your work half done.
İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.
- The population of Italy is about half as large as that of Japan.
Yarım saat koşmaya devam etti.
- He run on for half an hour.
Lütfen yarım saat bekle.
- Please wait half an hour.
Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.
- His income was diminished by half after retirement.
Tom kağıt parçasını yarı yarıya katladı.
- Tom folded the piece of paper in half.
Tom sadece kısmen şaka yapıyordu.
- Tom was only half joking.
Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir.
- This car can deactivate half of its engine's cylinders.