Let's keep public places clean.
- Halka açık yerleri temiz tutalım.
Please refrain from smoking in public places.
- Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old.
- Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.
Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
- Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
Some young Japanese people prefer being single to being married.
- Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
- Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
They went to the community pool.
- Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
Tom went to community college.
- Tom halk eğitim merkezine gitti.
Nixon won the election of 1972 by a huge popular vote.
- Nixon, 1972 yılı seçimini büyük bir halk oyuyla kazandı.
In the 1960s, folk music was very popular.
- 1960'larda halk müziği çok popülerdi.
We want the government to serve the entire population.
- Hükümetin tüm halka hizmet etmesini istiyoruz.
The local population helps fight forest fires.
- Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.
The people of this country have become disillusioned with the political establishment.
- Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.
In my country, our people don't like others who are cleverer than them.
- Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.
I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
Long live the brotherhood of all peoples.
- Yaşasın tüm halkların kardeşliği.
Many Pacific peoples immigrate to New Zealand, the home of the Polynesian Maoris.
- Birçok Pasifik halkları, Polinezya Maorilerin vatanı Yeni Zelanda'ya göç ederler.
I'm sure your folks miss you.
- Eminim ki halkın seni özlüyordur.
Folks are pulling together.
- Halk birlik içinde çalışır.
The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings.
- Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
Democracy is the government of the people, by the people, for the people.
- Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.
The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.
I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
The people voted in November.
- Halk Kasım ayında oy verdi.
In many areas, there was little food and the people were hungry.
- Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.
Tom's death shocked the community.
- Tom'un ölümü halkı şok etti.
They went to the community pool.
- Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.