halb

listen to the pronunciation of halb
Almanca - Türkçe
yarım

İtalya bir yarımadadır. - Italien ist eine Halbinsel.

Yarım bir dost aynı zamanda yarım bir düşmandır. - Ein halber Freund ist auch ein halber Feind.

halp yarım
(Gramer) (- halb) yarısı - yarısı
{halp} yarım
yarısına kadar
buçuk

Sabahları altı buçukta kalkıyorlar. - Sie stehen morgens um halb sieben auf.

Dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum. Saat altı buçukta. - Ich möchte einen Tisch für vier Personen reservieren. Um halb sieben.

halb eins
(saat) yarım, on iki buçuk
halb nackt
yarı çıplak
halb und halb
yarı yarıya
halb öffnen
aralamak
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Süt sağmak
İngilizce - Türkçe

halb teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

half
ara

Yaklaşık bir saat önce Tom aradı. - Tom called about half an hour ago.

Tom Mary'nin arabasının torpido gözünde yarısı yenmiş bir hamburger fark etti. - Tom noticed a half-eaten hamburger on the dashboard of Mary's car.

demi
(önek) yarım
half
(pul/içecek/bilet/vb.) yarım
half
buçuk

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

Saat altı buçukta döneceğim. - I'll return at half past six.

half
yarı

Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor. - The dictionary contains about half a million words.

Lütfen yarım saat bekle. - Please wait half an hour.

half
{i} yarım

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

Lütfen yarım saat bekle. - Please wait half an hour.

demi
önek yarım, yarı
demi
yarım
half
yarımhalf brother üvey erkek karde
half
yarı yarıya

Tom, armudu yarı yarıya böldü. - Tom cut the pear in half.

Bu kitabın fiyatı yarı yarıya düşürüldü. - The price of this book has been reduced by half.

half
kısmen

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu. - Tom was only half joking.

half
{i} yarım, yarı: Two halves make a whole. İki yarım bir bütün eder. half an apple yarım elma. Half the students have come
half
yarım buçuk yarı
half
{i} devre

Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir. - This car can deactivate half of its engine's cylinders.

half
{ç} halves (hävz)
Almanca - İngilizce