hakkında teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- about
The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.
- Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
They study about the function of the brain.
- Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- concerning
I'd like a word with Tom concerning Mary.
- Tom ile Mary hakkında konuşmak istiyorum.
I have my own opinions concerning politics and religion.
- Siyaset ve din hakkında benim kendi görüşlerim var.
- over
I spoke to him about it over the telephone.
- Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
We talked about the question over a cup of coffee.
- Bir fincan kahve içerken sorun hakkında sohbet ettik.
- respecting
- round
- touching
- out of
Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
I've been out of touch with things for several months now.
- Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
- relating to
- regarding
Tom should do something regarding this problem.
- Tom bu sorun hakkında bir şey yapmalı.
I have some information regarding this.
- Bunun hakkında biraz bilgim var.
- in re
He is very secretive in regard to his family life.
- O, aile hayatı hakkında ağzı sıkıdır.
- re
- as regards
- about, concerning, regarding, on
- in the matter of
- about, concerning, regarding
- think of
What do you think of the original plan?
- Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
What do you think of the new movie?
- Yeni film hakkında ne düşünüyorsunuz?
- with regard to
I can't agree with you with regard to the new plan.
- Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim.
- on
- as to
He was at a loss as to which faculty to choose.
- Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı.
I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- in relation to
- whereof
- in regard to
He is very secretive in regard to his family life.
- O, aile hayatı hakkında ağzı sıkıdır.
- relative to
- apropos
- after
Tom closed his diary after writing about that day's events.
- Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı.
Let's talk about it after school.
- Okuldan sonra onun hakkında konuşalım.
- hakkında konuşmak
- talk about
I don't want to talk about the weather.
- Hava hakkında konuşmak istemiyorum.
It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
- Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
- hakkında bilgi vermek
- snitch on
- hakkında bilgi vermek
- split on
- hakkında bilgi vermek
- snitch
- hakkında bilgi vermek
- diagnose
- hakkında daha çok şey bilmek
- have the advantage of smb
- hakkında iyi bilgi vermek
- give smb. a good character
- hakkında iyi konuşan kimse
- well-wisher
- hakkında konuşmak
- talk over
- hakkında konuşmak
- talk round
- hakkında konuşmak
- talk on
- hakkında konuşmak
- speak of
- hakkında kötü düşünmek
- think ill of smb
- hakkında kötü konuşmak
- speak ill of
- hakkında kötü konuşmak
- speak ill of smb
- hakkında olmak
- to be about, to concern, to deal with sth
- bir konu hakkında genel tanıtım yapmak
- (Hukuk) to introduce
- paint hakkında
- (Bilgisayar) about paint
- senin hakkında
- about you
- sohbet hakkında
- (Bilgisayar) about chat
- 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanun
- the competition law (law number 4054)
- 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanun
- The Act on the Protection of Competition (law number 4054)
- Schengen Bilgi Sisteminde yardım teklifine konu kişi hakkında uyarı konusu
- (Hukuk) issue an alert for the requested person in the Schengen Information System (SIS) (to)
- azizler hakkında incelemeler
- hagiology
- backup hakkında
- (Bilgisayar) about backup
- doktrin hakkında
- doctrinally
- edit hakkında
- (Bilgisayar) about edit
- filler hakkında bilgi aramak
- (Bilgisayar) elephant search
- giden fakslar hakkında
- (Bilgisayar) about outgoing faxes
- hover! hakkında
- (Bilgisayar) about hover!
- kendi hakkında
- of oneself
- kendisi hakkında hesap vermek
- give an account of oneself
- microsoft access hakkında
- (Bilgisayar) about microsoft access
- microsoft excel hakkında
- (Bilgisayar) about microsoft excel
- microsoft network hakkında
- (Bilgisayar) about the microsoft network
- microsoft powerpoint hakkında
- (Bilgisayar) about microsoft powerpoint
- microsoft word hakkında
- (Bilgisayar) about microsoft word
- müdahale hakkında yazılı müzekkere
- (Hukuk) interception warrant
- not defteri hakkında
- (Bilgisayar) about notepad
- numara çeviricisi hakkında
- (Bilgisayar) about phone dialer
- office ciltçi hakkında
- (Bilgisayar) about office binder
- sürücülerin araba kullanması ve dinlenme zamanları hakkında mevzuat
- (Hukuk) legislation on driving and rest time
- windows 95 hakkında
- (Bilgisayar) about windows 95