I'll have to think about it.
- Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
Tom said he needed a day or two to think about it.
- Tom onun hakkında düşünmek için bir ya da iki güne ihtiyacı olduğunu söyledi.
Why do I have to think of everything?
- Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?