They appointed a judge.
- Onlar bir hakim atadılar.
The judge in the case was not fair.
- Davadaki hakim adil değildi.
It is impossible to master English in a year or so.
- Bir yıl ya da benzer sürede İngilizceye hakim olmak imkansızdır.
No one can master English if he doesn't make effort.
- Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
My grandfather was a justice of the peace.
- Büyükbabam bir sulh hakimiydi.