hakemli

listen to the pronunciation of hakemli
Türkçe - İngilizce
refereed
Simple past tense and past participle of referee
said of a journal whose articles are submitted to peer review
past tense and past participle of referee
said of articles or books that have undergone peer review
In a refereed journal, each article is evaluated and approved by a panel of experts in the field
A thorough review with emphasis on novelty and soundness A journal refereeing process seeks to advise the editor whether to reject or provide specific guidance for revisions A conference refereeing process seeks to advise the editor whether to accept or reject; a strict deadline is enforced Persons serving as referees are independent of the editors who request their advice
this refers to (mainly) periodical articles which have been assessed by a expert for inclusion in academic publications
refers to journals or articles that are peer reviewed Reference books are books that cannot be checked out of the library, but you are welcome to use them while in the library They are kept in the Reference Room on the fourth floor more info Remote access refers to the availability of many of ORU's electronic resources via the Internet to off campus ORU students, faculty, and staff Information on remote access is available at the Reference Desk more info
Refers to periodical publications which subject all submitted articles to a group to scrutinize or evaluate the material before it is accepted for publication
hakem
referee

The football club has a zero tolerance policy on referee abuse. - Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.

A referee should not favor either side. - Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.

hakem
arbitrator
hakem
umpire

The umpire said that he was out. - Hakem onun atıldığını söyledi.

The umpire called the ball foul. - Hakem oyunu faul olarak nitelendirdi.

hakem
(Spor) zebra
hakem
adjudicate
hakem
(Ticaret) mediator
hakem
(Ticaret) refree
hakem
(Spor) official
hakem
judge

Tom was a judge in an art contest. - Tom bir sanat yarışmasında bir hakemdi.

hakem
adjudicator
hakem
ref
hakem
(futbol, boks, rugbi) referee, ref; (tenis, kriket, hokey) umpire" " yargıcı; arbitrator, adjudicator yargıcı
hakem
arbitrator, arbiter, referee, umpire
hakem
arbitral
hakem
sports referee, umpire
hakem
{i} arbiter
Türkçe - Türkçe
Hakemi olan
HAKEM
(Osmanlı Dönemi) İki tarafın anlaşmak üzere hükmüne rıza göstermek için seçtikleri kimse. Haklı ve haksızın ayrılmasında aracılık eden
Hakem
(Osmanlı Dönemi) haklıyı haksızı ayıran. Allah
Hakem
yargıcı
hakem
Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi
hakem
Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten veya sayı, zaman, yer, durum saptaması, beceri, teknik değerlendirme gibi görevler yürüten görevlilere verilen genel ad: "Hakem, üçüncü defa tekrar ederse güreşe son vereceğini ilan etti."- H. E. Adıvar
hakem
Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse
hakem
Belirli bir konudan iyi anlayan kimse
hakemli