hafif

listen to the pronunciation of hafif
İngilizce - Türkçe
(Meteoroloji) kar sağanağı
hafif raylı sistem
light rail (transit) system
Türkçe - Türkçe
Çabuk uyanılan
Önemli olmayan
Ağır başlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa
Etkisi az olan. Önemli olmayan. Çabuk uyanılan (uyku). Çok dik olmayan (sırt, yokuş): "Hafif bir meyilden indik."- H. R. Gürpınar
Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı
Gücü az olan, belli belirsiz: "Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı."- R. N. Güntekin
Aruz vezninde bir birim
Güç veya yorucu olmayan, kolay
Kalınlığı veya yoğunluğu az olan: "Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi."- M. Ş. Esendal
Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek): "Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi."- S. F. Abasıyanık
Gücü az olan, belli belirsiz
Zorlu olmayan
Çok dik olmayan (sırt, yokuş)
Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
Etkisi az olan
Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa
Miktarı az, sindirimi kolay
Sıkıntısız, ferah, rahat
(Osmanlı Dönemi) VESN
yeyni
(Osmanlı Dönemi) FEZR
HAFÎF
(Osmanlı Dönemi) Kuş uçarken, at koşarken veya rüzgâr eserken meydana gelen hışırtı, hışlama
HAFİF
(Osmanlı Dönemi) Ağır olmayan. Hafif. Yeğni
hafif sıklet
(Spor) Güreşte 68, boks ve halterde 67,5 kilogram olarak belirlenmiş ağırlık, horoz ağırlık, horoz sıklet
hafif hafif
Yavaş yavaş, ağır ağır
hafif hapis cezası
Ayrı hücreye kapatılmaksızın çektirilen hapis cezası
hafif sanayi
Çeşitli tüketim malları üreten sanayi
hafif sıklet
Güreşte 68 kg, boks ve halterde 67,5 kg olarak belirlenmiş ağırlık
hafif tertip
Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan
hafif uyku
Derin olmayan, kolayca uyanılabilen uyku
hafif yollu
Davranışları ile içinde bulunduğu toplumun ahlâk anlayışına ters düşen (kadın), hafifmeşrep
hafif yollu
Üstü kapalı, kısa bir açıklamayla
eli hafif
Acıtmadan, tedirgin etmeden iş gören
uykusu hafif
Küçük bir sesten hemen uyanan
Türkçe - İngilizce
light

You'd better not make light of him. - Onu hafife almasan iyi olur.

The burden is light on the shoulder. - Sorumluluk omuzda hafiftir.

mild

I have a mild pain here. - Burada hafif bir ağrım var.

I was mildly disappointed. - Hafifçe bir hayal kırıklığına uğradım.

slight

A nerve cell responds to a slight stimulus. - Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.

Several slight shocks followed the earthquake. - Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.

lightweight

This titanium bicycle made in Italy is incredibly lightweight. - İtalya'da yapılan bu titanyum bisiklet inanılmaz hafiftir.

This carbon fiber bicycle is incredibly lightweight. - Bu karbon fiber bisiklet inanılmaz hafiftir.

bland
flimsy
subtle
insubstantial
favonian
delicate
wishywashy
flighty
lite
salinity
hooly
tap

Someone tapped me on the shoulder. - Birisi omuzuma hafifçe vurdu.

Tom tapped Mary on the shoulder. - Tom Mary'nin omzuna hafifçe vurdu.

feathery
subdued
weak

I'd like my coffee weak. - Kahvemi hafif istiyorum.

I like my coffee weak. - Kahvemi hafif severim.

distant
light, relaxed, at ease, free from trouble
light, easy, mild
frivolous
(tartışma) unsound
airy
light, mild, not heavy or strong
light (music)
digestible
light, mild (food); light (meal, drink)
piano
slight, small, little (sound, voice, noise)
soft

The candle's flame is flickering in the soft breeze. - Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.

The soft afternoon sun came in through the branches of the tree and then the window. - Hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.

dulcet
light, slight, mild, not intense
loose
easy of digestion
light, frivolous, flighty
slang penniless, broke
(yemek) blancmange
unsubstantial
feeble
frail
feint
light, mild (punishment, penalty, sentence, etc.)
light (in weight)
tenuous
light, thin, slight
lenient
light, gentle, mild
cushy
(çay vs.) wishy-washy
lightly, slightly, mildly
light " yeğni; easy" " kolay; weak, dilute; slight, gentle, mild; (yiyecek, içecek, vb.) mild; (ağrı) dull; unimportant, insignificant; flighty" hoppa
lightly

Tom kissed Mary lightly on the cheek. - Tom Mary'yi yanağından hafifçe öptü.

Tom knocked lightly on Mary's door. - Tom Mary'nin kapısını hafifçe çaldı.

light, slight, slightly evident
light (sleep)
small
slight, gradual (incline, slope, etc.)
thin

I think you underestimate him. - Sanırım onu hafife alıyorsun.

I think you underestimate us. - Sanırım bizi hafife alıyorsun.

casual
gentle

She gave the door a gentle push. - O, kapıyı hafifçe itti.

flippant
weightless
corky
diluted
gauzy
dilute
lightminded
skittish
gaseous
iki tekerlekli hafif araba
buggy
hafif uyku
doze
hafif (ağrı)
dull
hafif (sesle)
(Muzik) piano
hafif (uyku)
unsound
hafif beton
(İnşaat) lightweight concrete
hafif beton
light concrete
hafif esinti
breeze
hafif eyer
pillion
hafif hasar
light damage
hafif ihmal
(Latin) culpa levis
hafif inilti
whimper
hafif kambur
stoop
hafif kayık
(Askeri) wherry
hafif koşu
jogging
hafif meltem
light breeze
hafif metro
light metro
hafif meşrep
wanton
hafif rüzgar
zephyr
hafif rüzgar
breath
hafif silah
(Askeri) small arms
hafif sis
(Askeri) smoke haze
hafif su
light-water
hafif tank
(Askeri) light tank
hafif tertip
lightly
hafif tertip
slightly
hafif top
(Askeri) light artillery
hafif tuzlu
(Askeri) brackish water
hafif uyku
slumber
hafif uyumak
slumber
hafif vuruş
touch
hafif acı kırmızı biber
slightly hot red peppers
hafif nesne
light objects
hafif rüzgâr
air
hafif saç boyası
rinse
hafif sıklet
lightweight
hafif, küçük
lighter, smaller
Hafif Atmosfer Dışı Atış
(Askeri) Light ExoAtmospheric Projectile
Hafif Hava İndirme Çok Amaçlı Sistemi (Helikopter)
(Askeri) Light Airborne Multipurpose System (helicopter)
hafif adımlarla yürüme
tripping
hafif adımlarla yürüyen
tripping
hafif agregat
lightweight aggregate
hafif ahmak
ninnyish
hafif akşam yemeği
supper
hafif alaşım
light alloy
hafif amfibi konteyner elleçleyici
(Askeri) lightweight amphibious container handler
hafif araba
trap
hafif ateşte pişirmek
coddle
hafif atlatmak
to escape (something) lightly
hafif avanak
ninnyish
hafif bir pasta
gem
hafif bira
near beer
hafif bira
light beer

Do you have any light beer? - Hiç hafif biran var mı?

hafif bira
small beer
hafif budala
ninnyish
hafif ceza vermek
let off
hafif dans
tripping
hafif darbe
fillip
hafif demiryolu
light railway
hafif deri
light leather
hafif dijital faksimile
(Askeri) lightweight digital facsimile
hafif dokunuş
brush
hafif endüstri
light industry
hafif etkilemek
tinge
hafif etkilemek
tincture
hafif eyer
(kadınlar için) pillion
hafif eğim
gentle slope
hafif felç
paresis
hafif gaflet
slight negligence
hafif gem
snaffle
hafif gem
snaffle bit
hafif gem vurmak
snaffle
hafif gezinti arabası
calash
hafif gezinti arabası
chaise
hafif girişim filitresi
(Askeri) light interference filter
hafif giyinmek
to dress lightly
hafif hafif
gently, slowly
hafif hafif vurmak
dab
hafif hafif vurmak
dab at
hafif hapis cezası law imprisonment
in a minimum-security prison
hafif harç
(İnşaat) light weight mortar
hafif hava indirme kurtarma sistemi
(Askeri) lightweight airborne recovery system
hafif helikopter
(Askeri) light helicopter
hafif istek
velleity
hafif içki
chaser
hafif içki ile ferahlama
refection
hafif
light duty
hafif kadın
light o'love
hafif kalenderleme
light calendering
hafif kayık
skiff
hafif kil
light clay
hafif koku
whiffet
hafif koku
waft
hafif kompres
dab
hafif kum
(İnşaat) lightweight sand
hafif kusur
(Kanun) slight negligence
hafif kâğıt torbası
carrierbag
hafif kıyı gemisi
(Askeri) lighter aboard ship
hafif maden
light metal
hafif maden
(Otomotiv) light metal alloy
hafif makineli tüfek
submachine gun
hafif makineli tüfek
light machine gun
hafif metal
light metal
hafif meşreplik
wantonness
hafif mi
Is it light
hafif mitralyöz
Sten gun
hafif mizaçlı
flighty
hafif müzik
light music
hafif nefes
whiffet
hafif nezle
the sniffles
hafif olarak
weightlessly
hafif palto
topcoat
hafif para cezası
nominal fine
hafif para cezası law
a light fine
hafif parfüm
eau de Cologne
hafif parıldama
glimmering
hafif rahatsızlık
flea bite
hafif rampa
slight gradient
hafif renk
tinge, tint
hafif renk
tint
hafif renk
tinge
hafif renkli
light colored
hafif roman
novelette
hafif rüzgâr
breeze

The candle's flame is flickering in the soft breeze. - Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.

hafif rüzgâr
flurry
hafif rüzgâr
slight breeze
hafif rüzgâr
cats paw
hafif sabah yemeği
elevenses
hafif sallantı
jiggle
hafif sanayi
light industry
hafif sandal
canoe
hafif sesle
piano
hafif sigara
light cigarette
hafif silahlar
small arms
hafif silahlar dolabı
(Askeri) small arms locker
hafif sis
haze
hafif suç
lesser offense
hafif suç
peccadillo
hafif suç
summary offence
hafif suç
minor offense
hafif suç
misdemeanour
hafif süvari eri
hussar
hafif sıva
(İnşaat) lightweight plaster
hafif tad
smack
hafif tahıl
(Tarım) light grain
hafif tertip
1. small-scale. 2. a little, slightly
hafif teçhizat ulaştırma
(Askeri) light equipment transport
hafif tişört
golf shirt
hafif toprak
light soil
hafif tulumba
stirrup pump
hafif