Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

habitual, continual, flow

listen to the pronunciation of habitual, continual, flow
İngilizce - Türkçe

habitual, continual, flow teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hectic
{s} yoğun

Önümüzde yoğun bir hafta var. - We have a hectic week ahead of us.

Günlük yaşam, yoğun, telaşlı ve bazen ezici olabilir. - The daily life can be busy, hectic and sometimes overwhelming.

hectic
veremli
hectic
{s} telaşlı

O telaşlı bir hayat sürüyor. - He leads a hectic life.

Günlük yaşam, yoğun, telaşlı ve bazen ezici olabilir. - The daily life can be busy, hectic and sometimes overwhelming.

hectic
(Tıp) hektik
hectic
heyecanlı

Boston'daki o hafta oldukça heyecanlıydı. - That week in Boston was pretty hectic.

O biraz heyecanlıydı. - It was a little hectic.

hectic
hareketli

Tom'un hareketli bir programı var. - Tom has a hectic schedule.

Pazartesi günü çok hareketliydi. - Monday was so hectic.

hectic
(Tıp) Kronik iltihaplı hastalıklarda görülen intizamsız fiyevr şekli, hektik, veremli (kimse)
hectic
{s} ateşli
hectic
(Tıp) Verem nöbeti veya kızartısı
İngilizce - İngilizce
{a} hectic