Hiç kimse ülkemden nefret etmek istemedi.
- Nobody wanted to hate my country.
Kimse benim ülkemden nefret etmek istemez.
- Nobody wants to hate my country.
Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
- Some people hate to argue.
O, kocasından nefret etti.
- She hated her husband.
O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
- She bought him a sweater, but he hated the color.
Ondan nefret etmemin nedeni bu.
- This is why I hate him.