hızlan

listen to the pronunciation of hızlan
Türkçe - İngilizce
faster

My breathing got faster and I became tense. - Nefes almam hızlandı ve gerildim.

Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster. - Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.

swing
quicker
swing it
hurry

I had to hurry the work. - İşi hızlandırmak zorunda kaldım.

{f} speeding

The expansion of the universe is speeding up. - Evrenin genişlemesi hızlanıyor.

{f} speed up

Tom did his best to speed up the process. - Tom süreci hızlandırmak için elinden geleni yaptı.

Let's see if we can speed up the process a little. - Süreci biraz hızlandırabilip hızlandıramayacağımıza bakalım.

gear up
{f} speeded
become fast
{f} boost
(Argo) put the pedal to the metal
Türkçe - Türkçe

hızlan teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

HIZLAN
(Osmanlı Dönemi) Müflis olmak. İflas etmek