hıçkır

listen to the pronunciation of hıçkır
Türkçe - İngilizce
made a hiccup
{f} sob

The girl who'd got lost sobbed as she said her name. - Kaybolan kız adını söylerken hıçkırarak ağladı.

Between sobs, that lost girl said her name. - O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.

{f} hiccup

Imagine that you started to hiccup and couldn't stop. - Hıçkırmaya başladığını ve onu durduramadığını hayal et.

What should I do to stop hiccups? - Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?

make a hiccup
{f} hiccough

What should I do to stop hiccoughs? - Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?

{f} sobbing

Tom could hear Mary sobbing in the next room. - Tom Mary'nin bitişik odada hıçkırarak ağladığını duyabiliyordu.

She won't stop sobbing. - O hıçkırarak ağlamaktan vazgeçmeyecek.